
Çok eskiden Van'da bir Keşiş yaşamaktaymış. Bu
Keşiş'in dünyalar güzeli bir kızı varmış. Kız o
kadar güzelmiş ki, O'nu bir gören bin gönülden
vurulurmuş. Bu güzel kızın ismi de Tamara'imiş.
Bütün Vanlı delikanlılar Tamara'nın peşinde dolana
dursunlar, Tamara gönlünü yiğit mi yiğit, yakışıklı
mı yakışıklı bir Türk gencine kaptırır. İki sevgili
gizli gizli buluşurlar. Bu buluşmalar bir süre devam
eder. Sonunda iki gencin aşkını Van'da duymayan
kalmaz.
Keşiş, kızını bu sevdadan vazgeçirmek için ne kadar
uğraşırsa uğraşsın başaramaz. Tek çare, kızını
Van'dan uzaklaştırmaktır.
Van Gölü'nün en büyük adası olan Akdamar Adası'nda
bir kilise yaptırıp, kalan ömrünü kızıyla beraber bu
adada geçirmeye karar verir.
Seven iki kalbi birbirinden ayırmak mümkün mü?
Tamara ile Türk gencinin aşkları o kadar yüce, o
kadar engel tanımaz ki... Keşiş'in Tamara yı Ada'ya
hapsetmesi de fayda vermez. İki genç, anlaşırlar.
Delikanlı, her gece kıyıdan yüzerek Ada'ya
çıkacaktır. Bu arada Tamara da sevgilisine adayı
bulabilmesi için fenerle işaret verecek, O'na
yardımcı olacaktır.
Dedikleri gibi yaparlar. Delikanlı, yaz demez, kış
demez, fırtınaya, dalgaya aldırmaz, her gece yüzerek
Ada'ya çıkar. Sabaha kadar Tamara ile birlikte
olurlar. Gün ışımadan da tekrar yüzerek geri döner.
Bir zaman sonra Keşiş, iki gencin buluştuklarını
öğrenir. Bir gece, kızın bıraktığı işaret fenerinin
yerini değiştirir. Feneri, keskin ve sivri
kayalıkların bulunduğu bir tarafa bırakır. Tamara da
Delikanlı da kurulan tuzaktan habersizdirler.
Delikanlı her zaman olduğu gibi yine kıyıdan suya
girer, Ada'dan görünen ışığa doğru yüzmeye başlar.
Şanssızlık bu ya, o gece, hem çok karanlık, göl de
aşırı dalgalıdır. Delikanlı yüzer, yüzer, yüzer...
Kollarında derman tükenir. Işığa doğru yüzdükçe ışık
uzaklaşır sanki. Dalgalar daha da kudurur. Kuvvetli
bir dalga, gücü tükenen delikanlıyı yükselttiği gibi
sivri ve keskin kayalara çarpar. Her tarafı parça
parça olan delikanlının, gölün karanlık sularına
gömülürken Ah Tamara, Ah Tamara!..feryatları,
kayalıklardan yankılanarak Tamara'ya kadar ulaşır.
Artık Tamara'ya dur olur mu? O da gözünü kırpmadan
kendisini azgın dalgaların kucağına bırakır ve
kaybolur. Böylece, yaşarken bir araya gelmeleri
engellenen iki genç, sonsuza kadar sürecek
beraberliklerine, Van Gölü'nün lacivert sularının
derinliklerini mekân seçerler.
Bu acıklı sonun yaşandığı adanın ismi de o günden
sonra Ah Tamara'nın değiştirilmesi ile Akdamar olur.
Diğer Haberler |